Перевод: с турецкого на немецкий

с немецкого на турецкий

avuç avuç

См. также в других словарях:

  • avuç — is., cu 1) Elin iç tarafı, apaz, hapaz 2) Elin yarı yumulmuş durumu Buğdayı avucu ile aldı. Birleşik Sözler avuç avuç avuç dolusu avuç içi bir avuç Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller avuç (veya el) açmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • avuç avuç — sf. 1) Bol bol, pek çok 2) zf. Avuçlayarak Küvetteki suyu avuç avuç yüzüne çarptıktan sonra havluya el attı. H. R. Gürpınar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • avuç dolusu — sf. 1) Pek çok Aynı yerde avuç dolusu para harcamış, kızları şampanyaya boğmuştum. R. H. Karay 2) Bir avucun alabildiği miktar kadar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • avuç içi — is. Elin parmak dipleri ile bilek arasındaki iç bölümü Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller avuç içi kadar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • avuç içi kadar — pek küçük, dar (yer) Aynı oyunu, avuç içi kadar bir minyatürden seçilmiş bir köşecikle oynuyorlar. B. R. Eyuboğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • avuç (veya el) açmak — 1) dilenmek, para istemek Balo ve kokteyl partisine bir davetiye alabilmek için keselerinin ağzını açmak kifayet etmezse, avuçlarını açarlar. H. Taner 2) yardım istemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir avuç — sf., cu 1) Az sayıda, çok az Bu bir avuç insandan hemen hiçbiri, bugün tanıtma alanında çalışmamaktadır. T. Halman 2) Bir avucu dolduracak kadar Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bir avuç toprak olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir avuç toprak olmak — ölmek O olmasaydı, sen şimdi bir avuç toprak olmuştun. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir avuç altının olacağına bir avuç toprağın olsun — altın harcanıp gider, toprak ise sürekli ürün veren, para getiren bir maldır anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • cudurk — avuc, kabza …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ovuc — avuc …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»